KAHTA

STK’lar Kahta’da Terörü Protesto etti

Kahta’daki 100. Yıl Parkında toplanan STK’ın hazırladıkları ortak Basın Bildirisi Eğitim-Bir- Sen Başkanı Mustafa Işık tarafından okundu.
Okunan Kuran Tilavetinin ardından Sesli okunan basın bildirisinide şunlar kaydedildi:

"Kâhta’nın seçkin Sivil Toplum kuruluşları olarak, başta Ankara ve Diyarbakır olmak üzere ülkemizin çeşitli şehirlerinde yaşanan ve milletimizi derinden sarsan eli kanlı terör örgütlerinin saldırılarını şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Terör, kan ve şiddetten beslenen bir insanlık suçudur. Bu insanlık suçunu ancak aklı, ruhu ve vicdanı iflas etmiş kişiler ve gruplar işleyebilir. Terörizmin ve teröristlerin hedefi ise insanlıktır, kardeşliğimizdir, milletimizdir, ortak geleceğimizdir, birlikte yaşama irademizdir. Bu haince saldırılarla milletimizin birliğine ve dirliğine tuzak kurulmuş, toplumun birlikte yaşama umuduna kurşun sıkılmıştır. İçerden ve dışarıdan beslenen terör örgütlerinin adları, haince planları ve amaçları ne olursa olsun, 78 milyonun hep birlikte geleceğe yürüyüşünü engelleyemeyecekler, gelecek umutlarımızı söndüremeyeceklerdir"
 
Açıklamanın devamında şunlar ifade edildi:

"Ülkemizin de içinde bulunduğu Ortadoğu’nun hâlihazırdaki ortamını kirli emelleri ve alçakça planları için kullanan terör örgütleri, masum insanları hedef seçmiş ve katliamlara başlamıştır. 17 Şubat 2016 Günü Ankara'da 28 vatandaşımızın, Diyarbakır ve Şırnak’ta 9 güvenlik görevlisinin karanlık eller tarafından haince katledilmesiyle Türkiye iyice terör sarmalının içine çekilmiştir.
 Gün, milletimizin moralini bozmak, kardeşlik hukukunu bitirmek için saldırılar yapan terör örgütlerine, terör örgütlerine silah dahil lojistik destek veren yabancı güçlere, eli kanlı terör örgütlerinin reklamını yapan medya ve sözde sivil toplum kuruluşlarına ve sözüm ona aydın, akademisyenlere karşı birlik olma, ortak hareket etme ve kararlı mücadele verme günüdür. Gün, “Bir insanın ölümü bütün insanlığın ölümüdür” anlayışına sahip olanların, teröre karşı topyekûn el ele, omuz omuza olma günüdür. Gün, tüm terör mağdurlarını yalnız bırakmama günüdür.  Çare nedir? Çare, teröre karşı yekvucut olmaktır. Özgürlük-güvenlik dengesini gözeterek şiddetle ve terörle mücadele etmektir. Terör örgütlerinin oyununa gelmeden demokratikleşme çalışmalarını sürdürmektir. Sıkıyönetim ve olağanüstü hal tuzağına düşmeden terörle etkin mücadeleyi yürütmektir. Etnik fitneye karşı kardeşlik hukukunu zirveye taşımaktır. Mezhep ihtilaflarını da devreye sokmak isteyenlere karşı din kardeşliğini, inanç birlikteliğini kuvvetlendirmektir. İnsanlık suçu işleyen terör örgütlerine karşı tüm insanlığı ortak mücadelede buluşturmaktır. Toplumda çaresizlik sendromu oluşturmak isteyenlere karşı umutları büyütmektir. Teröre karşı tüm sivil toplum kuruluşları olarak birlikte hareket etmektir. Halk öncüleri kanaat önderlerini devreye sokmaktır. Bin yıllık desende, 1400 yıllık İslam kardeşliğinde buluşmaktır. Terörü hep birlikte yenebiliriz. El ele vererek terörü tarihin çöp sepetine atabiliriz. Bunun için özgürlük-güvenlik dengesini gözeterek terörle mücadeleyi amansız bir şekilde sürdürürken, eşit vatandaşlık zemininde demokratik, sivil ve özgürlükçü bir anayasayı mutlaka hayata geçirmeliyiz. Her türlü provokasyona ve engellemeye rağmen başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere Türkiye’nin yedi bölgesinde yatırımlar artırılmalıdır. Sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere Türkiye’nin yumuşak güç unsurlarından bölgesel barışın ve dünya barışının oluşturulmasında etkin bir şekilde yararlanılmalıdır. Eğitim sistemimiz değerler odaklı olarak yeniden yapılandırılmalı, gençlerimiz manevi ve ahlaki değerlerle donatılmalıdır. Kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı dil yerine birleştirici ve bütünleştirici dile önem verilmelidir. Her kurum ve kuruluş sorunun değil çözümün parçası olmayı hedef olarak belirlemelidir. Teröre karşı ortak söylem ve eylem birlikteliği sağlanmalıdır. Çünkü suçlamalar anaların gözyaşını dindirmiyor. Yüreklere düşen ateşi söndürmüyor. Şunu iyi bilelim ki yaralarımızı ayrışarak değil bütünleşerek sarabiliriz. Acılarımızı kavga ederek değil, kardeşlik içinde kalarak paylaşabiliriz. Acının ülkesi, dili, dini, ırkı yoktur. Ağıtlar hangi dilden yakılırsa yakılsın hepsi can acıtıcı ve yürek yakıcıdır. Her gün gelen ölüm haberleri ile ocaklara düşen ateş bütün yürekleri dağlamakta ve bıçak kemiğe dayanmaktadır. Biz, Kâhta’nın seçkin Sivil Toplum Kuruluşları olarak, bölge halkı incitilmeden terörün kökü kazınana kadar verilecek sosyal, siyasal, ekonomik vb. bütün mücadelelerin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Milletimizin birliğine, dirliğine kasteden teröristleri ve onları destekleyenleri lanetliyoruz. Bu ülkenin kardeşlik iklimine katkı sağlayan Kâhta’nın sağduyulu sivil toplum örgütleri olarak; Kamuoyuna ve tüm yetkililere saygıyla duyururuz.”
Basın Bildirisinin okunmasından sonra grup sessizce dağıldı.

 

 

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu